29 Haziran 2012 Cuma

KİLOLU OLMA TAKINTISI BAŞA DERT




Her köşede daha ince olmak için sunulan öneriler, sağlıklı beden algısının değişmesi, televizyon dünyasındaki incecik mankenler insanları kilo takıntılı hale getiriyor. Hep biraz daha ince olma isteği ise geri dönüşü olmayan psikolojik sorunlara neden oluyor. Web sitelerinden bulunan ve kişiye özel olmayan diyet listelerinin sürekli uygulanması ise metabolizmaya zarar veriyor. Sonuç: yine geri dönüşü olmayan sağlık problemleri oluyor.
Bedenini beğenmeme, sürekli fazla kilolu olduğunu düşünme ve bununla beraber kısır döngü şeklinde uzman kontrolü olmadan yapılan hatalı diyetler sizi de bu derdin içine düşürdüyse şu yolları takip edin;
1.       İlk başta yapmanız gereken her sabah tartının başına gitmeyi bırakmak olmalı. Tartılmak maksimum haftada 1 yapılırsa sağlıklı bilgi verir.
2.       Tartının sizin için doğru rakamı söylemesini istiyorsanız haftada 1 defa, sabahları tartılmalı, özellikle kadınlar regli dönemi öncesi ve sırasında tartılmamalıdır.
3.       Pantolon bedenlerinize bakarak kilonuzu başkaları ile kıyaslamayın. Herkesin bedeninin sahip olduğu kemik kalınlığı ve kas ağırlığı farklıdır. Sizin için en ideal beden 36 beden olmayabilir. Bunu sorun haline getirmeyin.
4.       Fazla kilonuz olduğunu düşünüyorsanız bunu kendi başınıza değil, mutlaka bir uzmandan destek alarak çözmelisiniz.
5.       Asla çok düşük kalorili diyet listeleri uygulamayın. Bu listeler vücudunuzu daha yavaş çalışmaya alıştırıyor. Her zaman için daha fazla hacimde ve daha düşük kalorili besinler tercih ederek doymalısınız.
6.       Zayıflamak için öğün atlamak bir seçenek değildir. Aksine özellikle kahvaltı ve öğle yemekleri yeterince tüketilmeli, doygunluk hissi sağlanmalıdır. Bu iştahınızın kontrol edilebilmesi için önemlidir.
7.       Vücudunuzu iyice dinleyin. Yaptığınız bütün hataların sinyallerini en yalın şekilde size sunacaktır. Hatalı zayıflama listeleri saçlarınızın dökülmesine, cildinizin kurumasına, bağırsak harekelerinde yavaşlamaya ve kabızlığa, halsizliğe ve sürekli kendinizi yorgun hissetmenize neden olur. Eğer sizde de bu belirtiler var ise işin uzmanı ile görüşme sırası gelmiş demektir.
8.       Bütün önerilere rağmen hala kendinizi ayna karşısında ve tartı üzerinde buluyorsanız ve bu durum artık sizin sosyal hayatınızı etkileyecek boyuta ulaştıysa, mutlaka psikolojik destek almak için psikolog ile görüşmelisiniz. 

Unutmayın, sağlığınız çok değerli !

26 Haziran 2012 Salı

GEÇ KALINMIŞ EKMEK DEVRİMİ


Biliyorsunuz bakkallarda, marketlerde satılan ekmekler malesef ki biz beslenme uzmanlarının sevdiği ekmek türleri değiller.  hem tuz içerikleri çok yüksek, hem de son derece beyazlaştırılmış undan elde ediliyorlar. bu da dolayısı ile hem tansiyon hm de şeker hastalığı riskimizi artırıyor.Yeni düzenleme ile artık ekmekler daha sağlıklı bir form kazanacak. E tabiki ben de bir beslenme uzmanı olarak bu durumdan son derece memnunum. İşte güzel haberin linki;

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20837691.asp

KABIZLIK ÇEKİYORSANIZ...




Kabızlık, bağırsak boşaltımında zorluk çekme, ağrılı dışkılama ve dışkılama süresinde uzama ile karakterize bir rahatsızlıktır. Nedenleri arasında bağırsağa bağlı nedenler ve beslenme problemleri yer almaktadır. Konstipasyonu olan kişi ilk aşamada beslenmesini düzenlemeli ardından doktor tarafından kontrole alınmalıdır. Bağırsak hareketlerini hızlandıran, dışkılamaya yardımcı olan ve ağrılı dışkılamayı azaltmada bize yardımcı olan beslenme önerileri şu şekildedir;


24 Haziran 2012 Pazar

PROTEİN DİYETİ : YARARLI MI ZARARLI MI?




Son zamanlarda moda olan diyetler arasında protein yoğunluklu diyetler dikkat ekiyor. Evet bu diyetler kısa vadede güzelce zayıflatıyor. Ancak konu sadece zayıflamak değil. Biliyorsunuz zayıflamak metabolik bir süreç. Dolayısı ile kaş yapalım derken göz çıkarmamak gerekiyor. Protein diyetini kimler uygulamalı kimler uygulamamalı diye bakacak olursak karşımıza şöyle bir liste çıkıyor;

21 Haziran 2012 Perşembe

HİPOTROİDİNİZ VARSA ÖDEMİNİZ VARDIR!




Boynumuzun önünde bulunan troid bezinin az çalışması hipotroidi olarak tanımlanır. Genelde ailesel geçişi oldukça yoğun olan bir rahatsızlıktır. Eğer ailenizde özellikle anne, teyze, anneanne veya babanızda bir troid problemi varsa erken dönemden itibaren düzenli kontrolünün yaptırılması önerimdir. 

Bunun dışında sıklıkla karşılaşılan bir diğer durum ise doğum sonrasında gerçekleşen hipotroididir.

20 Haziran 2012 Çarşamba

KANSIZKEN ZAYIFLAMAK ZOR!



Türkiye’nin yarısı kansızlık çekiyor dersek aslında yanılmış olmayız.
 Özellikle reglileri uzun süren kadınlar, kırmızı et ile arası iyi olmayanlar, çok çay içenler, emziren kadınlar ve ailesel kansızlık öyküsü olanlar demir yetersizliği açısından riskli gruplarımızdır.
Kanımızdaki demir miktarının düşük olması ise zayıflamaya bir engel. Kansızlık metabolizmayı yavaşlatan bir durumdur. Dolayısı ile demir yetersizliğiniz varsa ve kilo vermek istiyorsanız ilk yapmanız gereken kansızlığınızı tedavi ettirmek olmalıdır. Aksi taktirde uzayan zayıflama programları canınızı sıkabilir.

Çoğu kişi kansızlığı için verilen demir hapları iştah açıyor diye kullanmaktan vazgeçebiliyor. İşte kansızlık tedavisinde yapılan en büyük hata budur. 

EN MASUM MEYVELER (EN DÜŞÜK KALORİLİ MEYVELER)



Güneşin kendisini daha çok göstermeye başladığı ilkbahar ve yaz mevsiminde içleri bol sulu meyveler de mutfaklarda yerlerini almaya başladı. Kadınların günde 3 porsiyon, erkeklerin ise 4 porsiyon meyve tüketmelerinde hiçbir sakınca yok. Vitamin, mineral ve posa açısından son derece zengin olan meyveleri enerji içeriklerine göre sıralayacak olursak en masum meyveler karşımıza şu sıra ile çıkıyor;

KİLO ALAMIYOR MUSUNUZ? ZAYIFLIK BAŞA DERT





Diyet programı ve diyetisyen deyince akla ilk gelen zayıflamak. Oysaki olduğu kiloda kendini sevmeyen, düşük kiloluluktan dolayı regli düzenleri bozulan, giydiği kıyafetleri kendine yakıştıramayan daha da önemlisi yağ kütlesinin azlığından dolayı bağışıklık sistemi zayıflamış o kadar çok kişi var ki. Peki bu kişiler neden kilo alamıyor? Kilo almak için  fastfood  yemek yemek, kızartılmış besinler tüketmek veya sürekli kola içmek ne kadar doğru? İşte madde madde cevapları:

İNSÜLİN DİRENCİNİZ VARSA GÖBEĞİNİZ VARDIR!





Son yıllarda görülme oranı hızla artan bir diğer sağlık problemi de insülin direnci. Eğer direnciniz varsa vücudunuz size hızla kocaman bir göbek inşaa etmeye çalışır. Çünkü yedikleriniz yağ veya karbonhidrat hiç fark etmez, direkt olarak karın bölgenize bir güzel yapışır. Dolayısı ile aslında ben düzenli besleniyorum ama göbeğim sürekli büyüyor cümlesini sıklıkla duyarız.

Ailenizde şeker hastalığı öyküsü varsa, stresli bir hayatınız, uzun süre kendinizi aç bırakmalarınız, pek düzenli olmayan bir beslenme düzeniniz varsa ve bütün bunların yanında kontrolsüzce büyüyen bir göbeğiniz de mevcutsa potansiyel bir insülin direnci riskiniz var demektir.

 Yapmanız gereken şey ise yine 5 dakikanızı ayırarak kan tahlili yaptırmaktır. Tahlil sonuçları her şeyi gösterecektir. Eğer insülin direnciniz varsa ilaç tedavisinin yanı sıra bir diyetisyenden destek almak, hem fazlalıklarınızdan kurtulmanıza hem de direncinizin kırılmasına büyük destek sağlayacaktır.