29 Ekim 2012 Pazartesi

ÇOCUK PORSİYONLARI





Çocuğu kilo problemi yaşayan çoğu ebeveynin orta bir sıkıntısıdır porsiyon ayarlamak. Acaba bir yetişkin kadar dolu tabaklar çocuklar için normal midir? Veya sofrada 1 kase çorba içen çocuğun diğer yemeği yemek istememesi bir problem midir? İşte sıkça sorulan soruların cevapları:

· Çocuğunuz 6’lı yaşlarına kadar sizin yediğiniz yemeğin anca 1/3’ü veya ¼’ünü yiyebilir. Yani ½ kepçe çorba ve 4 kaşık sebze yemeğinin yanına 1 kaşık yoğurt ve 1 dilim ekmek bir öğünde tüketilmesi normal olan besinlerdir. öğlen veya akşam yemeğinde 2 adet köfte yemesi ise et ihtiyacını son derece rahat bir şekilde karşılar.

· Dışarıda yemek yenilen öğünlerde 1-2 dilim pizza veya hamburgerin yarısı, 1/3 kebap porsiyonu ise yine 5-6 yaşına kadar çocukların yiyebileceği yemek miktarlarıdır.

· Çocuğunuz ilkokula başladığı zaman öğünlerdeki porsiyon ölçüleri de göreceli olarak artar. Çocuklar artık 1 kase çorba içtikten sonra doymamaya başlar. 1 kase çorbasının yanında 4-5 kaşık kadar da sebze veya et yemeğini son derece rahat bir şekilde yiyebilir.

· Gün içinde tüketilen süt ürünleri miktarları ise çocuktan çocuğa değişkenlik göstermektedir. Kimi çocuk 1litre sütü gün içinde çok rahat bir şekilde içebilirken kimisi 1 bardağı zor bitirir. En doğru olan porsiyon ölçüsü ise günde 2 bardak toplamda 500ml’yi aşmayacak şekilde süt içmeleridir. Bunun yanına 1 dilim peynir ve 2-3 kaşık yoğurtta ilave edildiğinde gün içinde almaları gereken süt ürünleri ihtiyaçları tamamlanmış olacaktır.

· Tıpkı süt ürünlerinde olduğu gibi tahıl ürünlerinde de çocuk porsiyonları maalesef bilinmiyor. Ortalama 8’li 9’lu yaşlara kadar çocukların ½ kase öğlen ½ kase akşam çorba içmeleri, gün içinde toplamda 4-5 kaşık pilav veya makarna yemeleri ve 1-2 dilimi mutlaka sabah kahvaltısında olmak üzere 3-4 dilim ekmek yemeleri gün içindeki tahıl grubu ihtiyaçlarını karşılamaya yeterlidir.


Peki çocuğunuz yukarıda sayılan bu porsiyonlardaki yemekleri yediğinde doymuyor hatta bu porsiyonların 2-3 katını yiyorsa ne yapmalı? Problemi nasıl çözmeli?


Çocuklarda görülen fazla iştahın büyük bir nedeni bazı beslenme hatalarıdır. Hormonal problemler ve genetik sorunlar da yine iştah kontrolünün bozulmasını tetikler. Yapılan tahliller sonunda bir hata saptanamazsa günlük beslenme düzeninin gözden geçirilmesinde fayda vardır.
5-6 saati bulan uzun süreli açlıklar iştah kontrolünün bozulması için birebirdir. Öğlen okulda yemeğini yiyen çocuk 5-6 saat sonra akşam yemeği yiyorsa, iştah kontrolü sağlanamayabilir. Okuldan gelindikten sonra yapılan küçük bir ara öğün akşam yemeğinde aşırı yemek yenilmesini engelleyecektir.
Çocukların önüne yemekleri süsleyerek ve dolu dolu koymak daha az besin tüketilmesini sağlayacaktır. Kocaman bir sercis tabağına konulan 3 adet köfte deli gibi aç olan bir çocuk için yeterli olmaz. Ancak bu servis tabağının kenarına ½ kase çorbanın konulması, boş kalan yerlere 3 adet köftenin, 1-2 kaşık pilav veya makarnanın ve 1 tutam salatanın konulması görsel açıdan son derece işinize yarayacaktır. İlk başta gözü doyan çocuk tek tek bütün besinlerin tadına bakınca hem çok çeşitli hem de yeterli beslenmiş olacaktır.

Unutmayın! Çocukların yanlış beslenme alışkanlıklarını küçük yaşlarda düzeltmek daha kolaydır. Yaş arttıkça artan yanlış davranışlar düzeltilemez boyuta ulaşabilir. Dolayısı ile çocuğunuzda iştah kontrolü ve kilo durumu ile ilgili bir sıkıntı yaşıyorsanız bu işin uzmanları olan diyetisyenlerden destek almayı ihmal etmeyiniz.

22 Ekim 2012 Pazartesi

KURBAN BAYRAMI İÇİN BESLENME ÖNERİLERİ





                Et tüketiminin normalin iki katına çıktığı kurban bayramını sağlık problemi yaşamadan geçirebilmeniz için bayramı önceden planlamalısınız. Özellikle kalp ve böbrek problemi yaşayanlar, önemli derece kabızlığı olanlar, şekeri ve tansiyonu yüksek seyredenlerin daha dikkat olmaları önerimdir.

Bayram ziyaretlerinde ikram edilen tatlılar, kurabiyeler, sarmalar, ortaya kurulan mükellef sofralar hepimize tanıdık. Ancak bayramı ağız tadıyla geçirebilmek için yapılan beslenme önerilerine uymakta fayda var.
·         SEBZELERLE BAYRAMA HAZIRLANIN
Bayram öncesi 3 günü ve bayram sonrası üç günü vücudumuzu dengelemek amaçlı sebze günleri olarak belirlemeliyiz. Bayram günü gereğinden fazla et tüketileceği göz önünde bulundurularak daha sebze yemeği ağırlıklı bir hafta ile bayrama hazırlık yapmalıyız.
·         KURBAN ETİNİ DİNLENDİRMEDEN YEMEYİN
Ölüm sertliği denilen rigor mortisli etlerin sindirimi son derece zordur. Özellikle normalde de sindirim problemi çeken kişilerin bayramın ilk günü et tüketimlerini azaltmalarında fayda var. Kesilen etin en az 12 saat hafif serin bir yerde dinlendirilmesi gerekmektedir.
·         ETLERİN YANINA SALATA YAPIN
Daha dengeli bir öğün geçirebilmek için bayramda salatayı unutmayın. Etleri tek başına değil, yanında mutlaka mevsim salatası veya borani, havuç, brokoli gibi sebze salataları ile birlikte tüketin.
·         ŞEKERE DİKKAT!
Bayram boyunca hem bol şekerli tatlıların hem de şekerli ve gazlı içeceklerin tüketimi artıyor. Özellikle fazla kilo sorunu yaşayanlar ve şeker hastası olanların şekersiz içecekleri tercih etmeleri ve tatlı tercihlerinde porsiyonları mutlaka azaltmaları gerekiyor.
·         SU İÇMEYİ UNUTMAYIN!
Bayram boyunca hem daha fazla proteinli beslenmeye hem de normal beslenme düzenimizin bozulmasına bağlı olarak vücudumuzun suya karşı olan isteği artıyor. Vücudumuzda daha asidik bir ortamın oluşmasını su tüketimini artırarak azaltabiliriz. Gün içinde mutlaka 2 litre su tüketilmelidir.
·         TATLI YERSENİZ MEYVE YEMEYİN
Özellikle bayramdan kilo almadan çıkmak istiyorsanız sağlıklı beslenmenin yanı sıra gün içinde tükettiğiniz besinlerin kalorisine de dikkat etmelisiniz. Özellikle tatlı tükettiğiniz günlerde meyve yemeyerek karbonhidrat tüketiminizi dengeleyebilirsiniz.  Et tüketiminiz gün içinde 200 gramı aşıyor ise o güne mahsus olmak üzere diğer protein kaynaklarını azaltınız. Yani yoğurt ve sütü bir günlüğüne beslenmenizden uzak tutunuz.  Makarna, pilav, patates, pirinçli dolma veya sarma tükettiyseniz o öğüne mahsus olarak yanında ekmek yemeyiniz. Bu şekilde ufak önlemler ile günlük kalori alımınızı dengelemiş olacaksınız.
·         ETLERİ SEBZELERLE SOTE YAPIN
Özellikle kalp ve tansiyon problemi yaşıyorsanız etlerin pişiriliş şekilleri de son derece önemli.  Kavurma veya yağda pişirme yerine en az 12 saat dinlendirilmiş etlerinizi sebzelerle sote yapabilirsiniz. Ayrıca ızgara veya fırında pişirme yöntemleri de son derece sağlıklı yöntemlerdir.

18 Ekim 2012 Perşembe

ÇOCUKLAR DA DİYETİSYENE GİDER!







Bilirsiniz bu memlekette herkes bir başkasının işine burnunu sokmaya bayılır. Mesleğimizin popüler olmasından dolayı doktoru, hemşiresi, yazarı, psikoloğu, mankeni, şarkıcısı kısacası elma ile yeşil çayı öğrenmiş herkes başımıza diyetiysen kesilir. Asıl bu işin okulunu okumuş, 4 yıllık eğitimini almış, yıllarca bu mesleği tecrübe etmiş asıl diyetisyenleri ise yok saymaya kalkarlar hatta işin dozunu abartıp hakaret etmeye ve “ Diyetisyene gitmeyin”, “ çocuklarınızı diyetisyene götürmeyin” diyecek kadar seviyesizleşebilirler. 

Her işin başı cahillik. Ben bir diyetisyen olarak iyi niyetli düşünmek istiyorum ve son zamanlarda yapılan bu söylemleri cahillik olarak nitelendiriyorum. 

Beslenme ve diyet uzmanları sadece “insanları zayıflatan” kişiler değildir. 4 yıllık lisans eğitimi sırasında yenidoğanından, çocuğuna, yaşlısından, hastasına kadar bütün grupların beslenme düzeninin nasıl olmasının gerektiğini akademik olarak öğrenmiş, hatta büyük şehirlerin çok nüfuslu özel ve devlet hastanelerinde tam 1 yıl sahada pratik yaparak mezun olmuş kişilerdir.  Diyetisyenler, bir çocuk kilo alıyorsa altında yatan nedenlerin neler olabileceğini tahmin edebilecek ve hekim yardımı ile birlikte çocuğun beslenme tedavisini uygulayabilecek yetiye sahip kişilerdir.
Çocukluk çağındaki şişmanlığa müdahale edilmezse ileride ne gibi problemler yarattığı diyetisyenler tarafından detaylıca bilindiğinden dolayı bizim önerimiz kilo sorunu yaşayan çocukların alanında uzman bir diyetisyen ve doktor tarafından takibinin yapılmasıdır. 

Dolayısı ile herhangi bir konuda yetersiz bilgisi bulunan kişilerin “çocuklarınızı diyetisyene götürmeyin” gibi bir cümleyi sarf etmesini biraz öncede dediğim gibi o kişinin cahilliğine veriyorum.

12 Ekim 2012 Cuma

ZAYIFLARKEN YAĞ ERİTMEK ÖNEMLİ



 
Birçok kişiden aynı yakınmaları duymuşsunuzdur; 
kilo verdim ama yüzüm zayıfladı”
“kilo verdim ama sarkmalarım oldu”
“ 5 kg verdim ama bedenim daralmadı”
“zayıfladım ama hala göbeğim var”


İşte bu tür yakınmalar hatalı diyet listeleri uygulayan kişilerde sıkça karşımıza çıkıyor. Yanlış kilo kayıpları, kısıtlı ve tek düze listeler vücudumuzda yağ kaybı yapamıyor. Genelde içilen çaylar ve bitki karışımları ise önemli derece su kayıpları yapıyor.  Karbonhidrat ve protein dengesizliği de maalesef kas kayıpları yapıyor. 

YAĞ KÜTLESİ PAMUK GİBİDİR. HACMEN KAS KÜTLESİNDE FAZLA ANCAK AĞIRLIK OLARAK HAFİFTİR. DOLAYISI İLE 1 KG YAĞ BİLE KAYBEDİLSE CİDDİ BİR DARALMAYI HİSSEDERSİNİZ. 

Zayıflama sürecinde vücuttaki yağ, kas, su dengesini ölçen vücut analiz cihazlarından faydalanmak ise doğru yolda ilerlemenize yardımcı olacak. Diyetisyen eşliğinde yapılan zayıflama diyetlerinde hem verdiğiniz kilonun yağ mı kas mı yoksa su kaybı mı olduğunu görürsünüz hem de  hatalı diyetlerin kaçınılmaz sonuçlarını yaşamamış olursunuz.

10 Ekim 2012 Çarşamba

BAZI MEYVELER MUMLANIYOR




Pazarcılık yapan dünya tatlısı bir danışanım var. Ben de diyetisyen olarak meyve sebzenin içinde olan birisini bulmuşken hemen sorularımı sormak istedim.

 Pazarlarda ve manavlarda parıl parıl parlayan elmalara, armutlara ve diğer meyvelerin kabuklarına acaba bir şeyler sürülüyor mu? Parlayıp hem görsel hem de lezzet açısından bir şölen ortamı oluştursun diye. 

Tabi sorum karşısında biraz şaşırdı ama samimiyetimi anlayınca canı gönülden cevabını verdi.  Evet özellikle bazı meyvelere hem daha çabuk olgunlaşsın, hem de daha güzel görünsün diye mumlama işlemi yapılıyormuş.  Bu meyveleri özellikle;

Deveci armudu
Mandalina
Portakal
Muz olarak söyledi. 

Aslında mandalina, portakal ve muz gibi kalın kabuklu meyvelerde sorun yok. Çünkü tüketirken zaten kabuklarını soyuyoruz. Ancak deveci armudu için dikkat! İstediğiniz kadar güzelce yıkayın üzerinde kalıntı kalıyor. Yani deveci armudu yiyecekseniz kabuğunu soymakta fayda var. 

Diğer meyveleri de, elma, armut, şeftali, erik gibi, eğer kabukları ile yiyeceksek iyice gıcırdatarak yıkamak gerekiyor.