30 Aralık 2013 Pazartesi

YILBAŞI MUFFİN TARİFİ

2 yumurta

Yarım çay bardağı yağ

½ çay bardağı esmer şeker

½ çay bardağı GNC more fiber pişirilebilir tatlandırıcı

2 yemek kaşığı yulaf ezmesi

2 yemek kaşığı yulaf kepeği

1 çay bardağı light süt

1,5 çay bardağı tam buğday unu

1 yemek kaşığı damla çikolata

1 paket kabartma tozu
 

Yumurtaların akı ile şekeri köpürene kadar çırpın. İçine tatlandırıcıyı ilave edin.  Ardından sırası ile yumurta sarıları, yulaf ezmesi, süt, yağ, yulaf kepeği ve damla çikolataları ilave edin. Çırpın. Son olarak tam buğday ununu eleyin.  Kabartam tozu ve unu da ilave edin. Karıştırın. Karışımı kağıt muffin kaplarına 1’er kaşık olarak paylaştırın. Önceden ısıtılmış 150 derecelik fırında 15 dakika pişirin. 


AFİYET OLSUN

YENİ  YILINIZ KUTLU OLSUN



23 Aralık 2013 Pazartesi

VÜCUDUMUZUN SUSUZ OLDUĞUNU NASIL ANLARIZ?






Su vücudumuz için çok önemli. Kabaca vücudumuzun yarısı sudan oluşuyor diyebiliriz. Ancak bazı durumlarda bu kadar önemli olan suyu ihmal ediyoruz.  Dolayısı ile susuz kalıyoruz. Peki vücudumuzun susuz kaldığını nerden ve nasıl anlarız. İşte en önemli susuzluk belirtileri;
·         Derimiz susuz kaldığımızı direkt olarak bize bildiren en önemli organımızdır. Özellikle dudaklarımız susuzluğa karşı oldukça hassas. Kuru ve çatlak dudaklar, kurumuş ve pullanmış deri  vücudumuzun susuz olduğunun göstergesidir.
·         Baş ağrısı susuzluğun anlık belirtisidir. Eğer akşam üstüne doğru baş ağrılarınız sık sık oluyorsa gün içindeki su içişinizi bir gözden geçirin. Az su içmek sebepsiz baş ağrıları yapacaktır.
·         İdrarımızın rengi de anlık susuzluğumuzun göstergesidir. Koyu sarı renkli ve kokan idrarınız varsa susuz kalmışsınız demektir. Eğer bunu yaşarsanız tuvalet çıkışında doğruca gidip 1 büyük bardak su içmelisiniz.
·         Derinizin turgor basıncı da susuzluğunuzu ele verir. Turgor basıncınızı şu şekilde tespit edebilirsiniz. Kolunuzun üst kısmında, karnınızda veya bacağınızda bir bölgeye parmağınız ile bastırın. Veya baş ve işaret parmağınız ile derinizi tutup bırakın. Eğer deriniz eski haline çok hızlı geliyor ise susuz kalan veya ödemli olan bir vücudunuz yok demektir. Ancak deriniz içeri çökük kalıyor ve eski haline geç dönüyor ise susuz kalmışsınız demektir.

SUSUZLUKTAN KURTULMAK İÇİN;
Günde 8-10 bardak su içiniz.
Su içeriği yüksek besinler tercih ediniz( çorba, ayran, yoğurt, meyve ve bitki çayları gibi)
Meyve ve sebze tüketiniz.
Kafeiniz fazla olan içecekleri sınırlandırınız(kahve, kola ve siyah çay gibi)
Alkol aldıktan sonra bol su içiniz.

20 Aralık 2013 Cuma

MORARMIŞ YUMURTA YEMEYİN






Yumurta inanılmaz faydalı bir besin. Hemen hemen bütün diyet programlarıma yazdığım çok önemli bir protein kaynağı. Hem tok tutuyor, hem de kas kayıplarını engelliyor. Ayrıca başta A vitamini ve demir olmak kaydı ile bir çok vitamin ve mineral barındırıyor.
Her diyet listeme yazdığım için de haliyle yumurta ile ilgili bir çok soru soruluyor. Bunlardan biri de nasıl pişirileceği.
Yumurta pişirme kuralları şöyledir;
1.       En önemlisi yumurtanın beyazının, yani kabuğuna yakın kısmının iyice pişmesidir. İyi pişmemiş yumurta beyazı hem mikrobiyolojik açıdan sağlıklı değildir, hem de vitaminlerin bağlanmasına sebep olur. Özellikle saç ve cilt için çok önemli olan biotini bağlayan pişmemiş yumurta sarısı çoğu zaman saç dökülmelerinde sebep sayılır.
2.       Yumurta protein içeriğine sahip olduğu için çok yüksek ısıda pişirilmemelidir. Özellikle yağda pişirilen yumurtalarda ocağın altını fazla açmayınız. Yavaş yavaş uzun sürede pişiriniz.
3.       Haşlanmış yumurtalarda ise yumurtanın haşlanma süresi son derece önemli. 12-15 dakikadan daha uzun süre kaynatılan yumurtalarda sarı ile beyaz arasında mor bir halka oluşur. Mor halka oluşmuş yumurtanın tüketilmemesi gerekir. Bu yumurtanın demirinin kükürt ile birleştiğinin göstergesidir. Bu bileşik toksiktir. Vücut bu bileşimi kullanamaz. Dolayısı ile önerim morarmış yumurtaların yenilmemesidir.
4.       Safra kesesinde taşınız veya beslenme uzmanınızın özel başka bir uyarısı yok ise yumurtayı her gün 1 adet tüketebilirsiniz.


2 Aralık 2013 Pazartesi

KIŞIN KIŞ SALATASI YİYİN

Çoğu insan yaz sebzesi olan ve diyetlerde bolca yazılan domates, salatalık, biber gibi salata malzemelerini kışın da sofralarında bulunduruyor. Halbuki doğru olan yazın yaz sebzelerini kışın kış sebzelerini tüketmektir. dolayısı ile kalorisi çok düşük olsa dahi domates, salatalık, biber gibi yaz sebzelerini kışın salataların içinde kullanmayı önermiyorum.
Kış salatalarımızın içinde beyaz veya mor turp, beyaz veya mor lahana, havuç, yeşillikler, ıspanak,pazı,soğan gibi sebzelerin kullanılmasını öneriyorum. Bir beslenme uzmanı olarak da benim akşam yemeklerime eşlik eden kış salatamın tarifini sizlerle paylaşıyorum.






MALZEMELER
(2 kişilik)

  • 4-5 dal ıspanak
  • 1/2 havuç
  • 1/2 mor turp
  • 1 diş sarımsak
  • 1 dilim  tulum peyniri 
  • bol limon
  • 1 kaşık kadar zeytinyağı

Salatamın içindeki turp ve sarımsak bağışıklık sisteminin bir numaralı destekçileridir. Peynir ve ıspanak ise kalsiyum deposudur. Kış döneminde kalsiyum hem kas çalışmasına yardımcı olur hem de metabolizmanın hızlanmasını destekler. Limon ise en kuvvetli c vitamini kaynağıdır. Kış döneminde bol bol limon tüketilmesi taraftarıyım. Yalnız market raflarında satılan hazır limon sularını gerçek limon suyu ile kıyaslamayın. Hazır limon suları sulandırılmış sitrik asittir. Yani c vitamini içermezler.  Havuç ise cilde ve göze iyi gelen A vitamini öncüsü beta-karoten deposudur. Az zeytinyağı ile bol bol tüketilmesi gerekir.

Afiyet olsun, kışınız kış sebzeleri ile geçsin :)