20 Şubat 2018 Salı

ZAYIFLAMA SÜRECİ – ERİYEN KİLOLAR NE OLUYOR?





Kilo vermeye karar verdiniz. Diyetisyeninizin kapısını çaldınız. Vücut analiziniz alındı, yaşam tarzınız sorgulandı, sizden detaylı kan tahlili istendi ve sonucuna göre size uygun bir diyet programı hazırlandı. 1. hafta 2. hafta derken kilolarınız bir bir gitmeye başladı. Peki bu süreçte vücudunuzun içinde olan değişimler neler biliyor musunuz?         
Zayıflamanın fizyolojisine baktığımızda bizi temelde 2 başlık karşılar. Birincisi günlük aldığınız toplam kalorinin ne kadarını yaktığımızdır. İkincisi ise aldığımız kalorinin karbonhidrat, protein ve yağ oranlarının ne olduğudur.  Gün içinde düşük kalorili besleniyor olabilirsiniz. Ancak tek başına düşük kalorili beslenmek özünde hiçbir işe yaramaz. Aldığınız kaloriyi karbonhidrat, protein ve yağ oranına dikkat ederek kısmanız ise çok işe yarar. Bu durum kişiden kişiye değişse de genelde karbonhidrat tüketimini sınırlandırıp, protein tüketimini ılımlı şekilde yükseltmek kilo kayıp sürecinde işimizi kolaylaştırır. Ayrıca alınan karbonhidratın türü de son derece önemlidir. İnsülin salınımını artırmayacak veya ılımlı artıracak gıdaları tüketmek gerekir. Örneğin yulaf, karabuğday, baklagiller,  çavdar ekmeği, kabuklu meyveler (elma, ayva), bulgur, kepekli pirinç gibi.

DİYET MONOTONLUK SEVER

Sirkadiyan ritim diye bilinen biyolojik ritmimiz kişiden kişiye farklılık gösterir. Bazımız sabah 7’de kahvaltı yapmaya alışıktır. Bazılarımız ise sabah 10’da kahvaltı yapar.  Bazımız sık acıkır, bazımız ise açlık süresini daha uzun tutabilir. Yatış, kalkış saatlerimiz,  yeme içme saatlerimiz bizim biyolojik ritmimizi belirler. İşte bu ritme uygun davranırsak zayıflama sürecimiz daha sağlıklı ve hızlı devam eder.  Monoton bir şekilde hemen hemen her gün aynı saatte öğün ve ara öğün yaparsak, her gün aynı saatte yatıp kalkarsa metabolizmamız daha düzgün çalışır. Bu zayıflama sürecimizi olumlu etkiler.
BAĞIRSAKLARINIZ İYİ ÇALIŞSIN
Belki de zayıflama sürecindeki en önemli faktörlerden biri de tuvalete düzenli olarak çıkabiliyor olmaktır.  Kalori ve yağ kısıtlı menülerde hassas bağırsaklar hemen etkilenip tuvalete çıkış süresi uzar. 2-3 gün yapılamayan ve sertleşen dışkı hayatı konforsuz kılar. Tüketilen gıdanın posasının boşaltılamaması ise zayıflama sürecini olumsuz etkiler.  Bu sebepten dolayı sıvı tüketiminin yüksek olması, posa tüketiminin iyi olması (meyveler, salata, tam tahıllı ürünler, yulaf gibi)  işimizi kolaylaştırır. Form çaylardan dönem dönem destek alınabilir. Ancak rutin bir şekilde günde 1-2 fincan form çay tüketilmesini tavsiye etmiyorum. Bu durum bağırsak tembelliğini kronikleştirebilir. Probiyotik destekler  (kefir, yoğurt ve probiyotik takviyeler) alınabilir.
 ERİYEN KİLO NEREYE GİDER?
Zayıflama sürecinizde uyguladınız program sağlıklı ve uygun değil ise vücudunuzdan kas kaybı olur.  Yani protein dokunuz yıkılır. Bu durum ilerleyen yıllarda size sağlık sorunları oluşturur. Ancak doğru bir program ile zayıfladıysanız vücudunuzda yağ ve bir miktar su kaybı oluşur. Suyu idrar, dışkı ve ter yolu ile kaybederiz. Eriyen yağlar ise bir miktar suya, korbondioksite ve hücrelerde enerjiye döner. Yağ enerjisini vücut kullanır.  Açığa çıkan su ise yine idrar, dışkı, ter ve solunum esnasında buhar olarak kaybedilir.  Yani kilolar havaya karışır.
Sağlıklı ve fit bir ömür için fazlalıklarınızın havaya karışmasını dilerim.
 
UZMAN DİYETİSYEN BAŞAK KEFELİ

5 Şubat 2018 Pazartesi

NE KADAR SU İÇİYORSUNUZ?




Su mevzusu biz diyetisyenlerin sürekli olarak üzerinde durduğumuz bir konu. Danışanlarımıza her görüşmede yeteri kadar su içip içmediklerini sorgular dururuz. Peki niçin su içmek diyette bu kadar önemli? Yeterince su içmediğimiz zaman ne oluyor? Bu soruları cevaplandıralım.
İnsan vücudundaki bütün kimyasal reaksiyonlar sulu ortamda gerçekleşiyor. Vücudumuzun ortalama yarısı sudan oluşuyor. Kısacası susuz hayat olmuyor. Ter ile, idrar ve dışkı ile hatta vücut ısımız dolayısı ile tenimizden ve nefes verirken buhar ile vücudumuzdan su kaybediyoruz. Daha sıcak havalarda yada spor yaptığımızda, ateşlendiğimizde yada yüksek kalorili beslendiğimizde su ihtiyacımız da buna paralel olarak artıyor.
 Vücudumuzun suya olan ihtiyacını hesaplarken günlük tükettiğimiz kalori dikkat alıyoruz. Ortalama her 1 kaloriye 1 ml su ihtiyacımız oluyor. Yani kabaca 1800-2000  kalori ile beslenen  bir kadının günlük 2 lt sıvı ihtiyacı oluşuyor. Eğer günlük alınan sıvı miktarı eksik kalır ise,   sağlık sorunları da oluşmaya başlıyor.
Susuz kalmaya bağlı en sık gözlemlenen sorun kabızlıktır. Mide ve bağırsak sorunu yaşıyorsanız içtiğiniz su miktarını gözden geçirin. Ayrıca dikkat dağınıklığı, cilt kuruluğu,  saç kuruluğu ve enerji düşüklüğü gibi sorunlar da susuzluğa bağlı olarak gelişir.
Kısacası su hayattır. Beyninizin size susuzluğunuzu hatırlatmayı unutmasına izin  vermeyin. Siz bilinçli olarak gün içinde 8-10 bardak arasında suyunuzu için. Sağlıklı  bir ömür dileklerimle .